içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Türkiye’de ve Dünya’da Bilişim Uzmanları

Son 20 yılda, teknoloji alanındadevrim niteliğinde değişimlere tanık olduk. Birey olarak günlük alışkanlıklarımız, toplum olarak kamusal işlemlerimiz değişti. Binalar ve otomobiller akıllı sistemlerle, cihazlar yapay zekayla donatıldı.Mahallemizin bakkalı, manavı, çorbacısı, börekçisi cep telefonlarımıza taşındı. Oturduğumuz yerde, dünyanın öteki ucuna siparişler verebiliyoruz. Dünya küçüktü, daha da küçülüp cebimize girdi. Tüm bunlar internetin hayatımıza girmesiyle gerçekleşti.

Dünya’da internet sistemiyle kullanılan cihaz sayısı gün geçtikçe artış gösteriyor. Masaüstü kişisel bilgisayarlarda kullanılmaya başlayan internet sistemi, yıllar içerisinde laptop, tablet ve akıllı telefonlarda kullanılmaya başladı. Cihaz çeşitliliği arttıkça cihazların internet kullanım oranları da büyük artış göstermeye başladı.

Bu gelişmelerin arkasında dev sermayeler, teknoloji ve yazılım sektörü var. Peki, Türkiye bu değişimin neresinde, bunu irdeleyelim.

Genel İstatistik

Günümüzde 30 milyar adete yakın sayıda internete bağlı cihaz kullanıldığı varsayılıyor. Bu sayı gün geçtikçe büyük bir hızla çoğalıyor. Ortaya çıkan her yeni tür cihaz yeni yazılımlar gerektiriyor ve bu durumda da bilişim uzmanlarının sayısına etki ediyor.

Şu an dünyada 25 milyon yazılım geliştirici bulunduğu düşünülüyor.

2030 yılında ise bu sayının 45 milyon olması bekleniyor.
 

Dünyadaki başlıca ülkelerin yazılım geliştirici sayısı:

ABD 5.000.000

Almanya 1.000.000

İngiltere 900.000

Fransa 500.000

Hollanda 320.000

Türkiye 120.000

Danimarka 95.000

Finlandiya 80.000

Yazılım Geliştiricilere Talep Büyüyor

Pandemi ile birlikte hızla gelişen uzaktan çalışma modeli, iş hayatına bir coğrafyasızlık anlayışı kazandırdı. Uzaktan çalışmak gibi pek çok iş alanı dijital dünyada yerini sağlamlaştırdı. Bu süreçte yazılım geliştiricilere olan ihtiyaç daha da arttı. Avrupa’da 1 milyon yazılımcıya ihtiyaç olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin açığı ise 400 bin yazılımcı seviyesinde. Bu ihtiyaçlar çerçevesinde, pandemi ile dijital transformasyon da artış gösterdi. Türkiye'de döviz kuru dalgalanmaları sebebiyle yurt dışına olan talepve beyin göçü arttı.Kurumlar ve şirketler nitelikli bilişim uzmanı bulmakta güçlük çekiyor ve bu durum yakın zamanda önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Günümüzde pek çok sektör yazılım geliştiricilere ihtiyaç duyuyor. Yazılım geliştiricilerin ülke dışına göç etmesi sorunu tek başına devlet kurumlarından beklemek yerine; nitelikli bilişim uzmanı yetiştirmek ve bu uzmanları ülkede tutabilmek için özel şirketlerin ve kuruluşların da politikalar geliştirmesi gerekir.

Türkiye’de özel şirketlerin verdiği bireysel ve kurumsal eğitim sayısının arttırılması şart! Bilişim uzmanının yetiştirilmesiyle ilgili bir çok devlet projesi mevcut. Hatta 120 bin bilişim uzmanı sayısının 2030 yılına kadar 500 bine ulaştırılması hedefleniyor. Mevcut bilişim uzmanı yetiştirme programlarıyla bu sayıya ulaşmak kısa vadede mümkün değil. Yapılan araştırmalara göre bilişim uzmanı yetiştirme programlarında yüz yüze eğitimlerin daha verimli olduğu kanıtlanmış. Ayrıca yazılım endüstrisinde toplumsal cinsiyet eşitliği verileri kadınların işlerin en fazla yüzde 15’ini, bulut bilişim alanında ise yüzde 12’sini alabildiğini gösteriyor. Bu noktada da kurumların fırsat eşitliği konusunda hassas olması, yetişmiş insan gücünü cinsiyet farkı gözetmeksizin aktif tutması gerektiğini gösteriyor.

Sadece yetiştirmek değil, istihdam etmek ve firma tarafından elde tutmak için daha özverili çalışmalar gerekir. Öte yandan dünyanın yazılım geliştirici ihtiyacı sebebiyle, özellikle Amerika ve Avrupa ülkeleri Türkiye’deki yetişmiş nitelikli yazılım geliştiricilere yönelmiş durumda!

Üniversite Mezunu Olmak Yeterli Değil

İnsanoğlunun sınırlarını zorladığı çarpıcı bir çağdayız. Bilim ve teknoloji bizlere büyük konfor sağlasa da pek çok zorluğu beraberinde getiriyor. Örneğin; başarı için iyi bir eğitim almış olmak artık yetmiyor. Yaşadığımız çağ, bilgi, güçlü iletişim, hız, çalışkanlık ve cesaret de gerektiriyor.Bunun için dünyayı iyi okumak, tüm duyularını açmak, geleceğe dair yeni bir söz söylemek, her zaman bir adım önde olmak, sınırları zorlamak ve asla vazgeçmemek gerek!

Bilişim Uzmanı eğitiminde sadece eğitim olanaklarının sağlanması yetmez. Nitelikli eğitmen ve de teknolojik yapının hızına uyabilecek bir müfredatın da hazırlanması gerekir. Nitelikli eğitmenlerin de devlet tarafından desteklenmesi, bu politikanın kararlılığı bakımından büyük önem taşıyor.

Stajlar İlk Adım Değerinde!

Çok önemli olan başka bir konu da yazılım geliştiricisi öğrencilerinin staj imkanlarının sağlanması imkanı. Yazılım geliştirici öğrencisi, en az 45 gün bir işletmede tam zamanlı ve de mesleğine odaklanarak stajını tamamlamalıdır. İşverenler,staj konusunda, stajyerlere bakış açısını olumlu yönde değiştirmek zorundadır. Herkes tecrübeli yazılım personeli arayışı içerisinde olmasına karşın sektöre yetişmiş insan kazandırmak konusunda yeterince hevesli ve motive değil. Bu da sektörü gelişim/istihdam açısında önemli yönde etkiliyor.

Bilişim Uzman Personelini Elde Tutmak Önemli

Sürekli öğrenme ve gelişim deneyimi, deneyimli çalışanların deneyimlerini tüm çalışanlarla paylaştığı/etkileşim kurduğu dinamik bir süreç. Çalışan isteklerini desteklemek için sürekli geri bildirim, katılım ve elde tutma aşamasında ele alınır.Bir bilişim uzmanı mevcut olan teknolojik yapıyı şekillendirmekle kalmaz;gelecek yıllardaki teknolojik oluşumların da temelini oluşturur. Bu nedenle; geliştirdiği teknolojik üründe sürekliliği sağlamak için işletmelerin, yetişmiş personelini elinde tutması hayati önem taşır.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Yazılım sektörüne nitelikli insan gücü kazandırmak adına; gözlem ve tecrübelerimize dayanarak; öncelikle ülkemizin değerli kuruluşlarına ve devlet kurumlarımıza önerilerde bulunmak isteriz.
Başta İstanbul ve Ankara lokasyonları olmak üzere devletimizin desteğiyle ekosistemleri kurulabilir. Bilgi ve Sürekliliğin esas alındığı bu merkezlerde;

- Kurum ve şirketlerin insan kaynağıbulmakta güçlük çektiği alanlar belirlenebilir ve bu verilere göre bilişim eğitimleri ve istihdam projeksiyonu çizilebilir.

- Bilişim alanında verilecek eğitimler belirlendikten sonra belirli seçme sistematiklerine göre burslu / ücretli eğitimler verilebilir.

- Sektör profesyoneli eğitim, kurum/şirketlerin ve eğitmenlerin danışmanlıklarının iş birlikleriyleçalıştaylar yapılabilir;sürdürülebilir bir hizmet haline dönüştürülebilir.

- Rekabet’in değil; sektör kültürünün geliştirildiği bir ortam olmalı, sektörün pasta dilimi için rekabetten ziyade sektör pastasını büyütmeye, sektörü büyütmeye çalışacak ekosistemler kurulmasına çalışılabilir.

Yazılım Geliştirici & İstihdam Ekosisteminin Avantajları

Yazılım Geliştirici & İstihdam Merkezini, sanal bir platforma taşıyarak; eğitim, istihdam ve staj imkanları için bir web portalı kurulabilir ve tüm kurum ve şirketlerbu platforma dahil edilebilir.Bu sayede sektörün nabzını anlık olarak tutabilir. Ayrıca yazılım sektöründeki nitelik gelişimini ve istihdamı sürekli canlı tutar. Bu platform sayesinde yazılım ve ekosistemi daha pek çok avantaja sahip olur:Türkiye'deki üniversite öğrencilerine bilişim alanında staj imkanı sağlayabilir.Bilişim sektöründeki işletmelerle istihdam sağlayabilir.Bilişim eğitimleri için burs olanakları sağlayabilir.Kariyer eğitimlerine destek olur.Milli yazılımlar için, Yazılım Geliştirici Merkezinde özel bir ekip kurularak, dışa bağımlı olduğumuz hizmet ve ürünler için çözümler sağlar.Startup firmalarını danışmanlık yapabilir.Üniversite öğrencilerine workshop, konferans gibi etkinlikler için ev sahipliği yapabilir.

Kuralına Göre Oynayan Hayatta Kalır
Güncel teknolojik yapıya ayak uydurabilen üniversiteler, nitelikli staj imkanı sağlayan işletmeler ve bünyesinde çalışan bilişim uzmanı personelinin geliştirdiği ürünlere destek olan firmalar, dünya teknoloji tarihinde kalıcı olabilir. Bunun yanı sıra devlet politikaları da gelişen dünyamızda teknolojiye ve teknoloji insanlarına her türlü desteği sağlamak zorunda.

Sonuç olarak; yazılım geliştiriciler, bir ekosistem içerisinde, kümülatif bir çalışma ortamında sürekli öğrenerek ve veri paylaşımlarında bulunarak yetişmesi gereken meslek özelliklerine sahip. Bireysel çaba çoğunlukla yetersiz kalıyor. Günümüz şartlarında dünya devi şirketlerin ve gelişmiş ülkelerin bu iş alanı için oluşturduğu eğitim ve çalışma sistemleri göz önüne alınmalı ve rekabet yaratabilecek nitelikte şartlar oluşturulmalı. Bu sebeple sektör, devlet ve özel kurumların işbirliğinde, kendine özel bir alan açmak zorundadır.

Arif Çapoğlu Kimdir?

1988 yılında doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon’da tamamladı. Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2019 yılında, Bilgi Teknolojileri sektöründe; eğitim, yazılım, danışmanlık ve insan kaynakları alanında faaliyet gösteren Cap Teknoloji adlı kendi firmasını kurdu.2017 – 2021 yılları arasında Wissen Akademie firmasında, Kurumsal Eğitim Çözümleri Sorumlusu ve Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevlerinde bulunarak; İŞKUR ile yapılan "Nitelikli Bilişim Uzmanı Yetiştirme Programı" süreçlerinde yer aldı.Çapoğlu, bir çok firmada görev almasının yanı sıra sektörüyle alakalı faaliyet gösteren firmalara danışmanlık vermektedir. Ayrıca, dayanıklı tüketim, inşaat ve madencilik alanlarında faaliyet gösteren aile şirketlerinde genel müdür görevini yerine getirmektedir.Gerek bulunduğu sektörle ilgili gerekse sosyal konularla ilgili birçok vakıf ve dernekte görev almaktadır. Çapoğlu, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum